Petra Limanı |
Benim Schengen vizem yoktu o nedenle bir kaç gün önce kapı vizesi için başvurdum. Kapı vizesinin çok daha basit bir şey olacağını düşünmüştüm aslında ama girişte kalacağım süre kadarlık Schengen vizesi bastılar pasaporta şaştım kaldım. Girişte sistemleri yavaş olan Yunan amcalar bu vize işlemleri için kapı vizesine başvurmuş olanların evraklarını tekrar kontrol edip parmak izi alıyorlar. Sonra bu veriler Atina'ya gönderiliyor ve onay gelince vizeyi bastırıp pasaporta yapıştırıyorlar. Bu işler biraz zaman alıyor haliyle bizim burada yaklaşık 2 saatimiz geçti bu nedenle günübirlik gelecek olursanız bir günün yarısı burada gidebilir haberiniz olsun.
Küçükkuyu-Petra arası feribot yolculuğu 2 saat 10 dakika sürüyor. |
Petra'ya geçtik ama gezip görme amaçlı ilk iş adanın diğer tarafına Mytilene'ye gittik. Yaklaşık 1,5 saat süren bu yolcukta bol zeytin ağaçlı ve bol virajlı yollar bize eşlik etti😍
Mytilene'ye vardığımızda artık öğle saati olmuştu ve inanılmaz acıkmıştık. İlk iş kendimizi bir sahil balıkçısına attık gitti.
Greek Salad'a (bizim çoban salatanın peynirlisi) 7 Euro
1 porsiyon Tekir 10,5 Euro
Kalamara 10,5 Euro
Bira 2,5 Euro olarak kayıtlara geçti.
Balıkçılar genelde salaş ve çay bahçesi havasında olsa da bu sizi aldatmasın servis hızlı ve yemek kalitesi oldukça iyi. Sonuçta adamlar dededen balıkçı ve bu işi gerçekten biliyorlar.
O kadar çok tatlı, hamur işi ve dondurma satan yer var ki insan kendine hakim olamıyor.
Biz yemek üzerine şu küçük tatlılardan aldık ve 6 Euro ödedik bu minnoşlara💓 O kadar güzellerdi ki....
Kapalı dükkanlar... |
Ada halkı öğleden sonra siesta moduna geçtiğinde sokaklar birden bomboş kalıverdi. Biz ve bizim gibi turistlerden başka çok insan kalmıyor bu saatlerde ama tabiki her yer kapalı olmak zorunda değil.
Biz buradan sonra Agiasos köyüne geçtik. Burada ne var derseniz bol bol taş ev, en tepede kilise ve taş bir kahve bulunuyor. Burada dikkatimi çeken bir ayrıntı da yaşlı veya genç herkes frappe içiyor. Bizdeki çay gibi bir şey sanırım.
Kalacağımız yere yani Molyvos'a geri döndüğümüzde denize girmek için hala vaktimiz vardı ve hiç düşünmeden attık kendimizi... Plaj çakıl olsa da girip biraz ilerleyince her yer kum 😍
Bu arada adanın en güzel yeri bence Molyvos. Tepede büyük bir kale ve onun eteğine kurulu bir kasaba...
Akşam olduğunda bizi efsane bir yemek ve canlı müzik bekliyordu.
Bizde gezdikten sonra dönüp deniz manzaralı mini balkonumuzda biraz dalgaların sesini dinledik.
Ertesi gün kahvaltı öncesi denize girerek yüzümüzü yıkamış olma fırsatını tabiki kaçırmadık.
Sonrasında hızlı bir kahvaltı ile güne başlamış olduk ve yakınımızdaki yerleşim yeri olan Petra'dan geziye başladık. Petra'da da tepede bir kilise vardı tabiki ve 104 basamaklık bir çıkışla kiliseye ulaştık. Manzara o kadar güzel ki o basamakları çıkmaya kesinlikle değer...
Merdivenlerden çıkarken bir manzara |
![]() |
Midilli Haritası |
Adanın en güzel yeri olan Molyvos'a öğleden sonra tekrar geri dönüp taşımayalım diye son dakikaya bırakmış olduğumuz hediyelik eşya alışverişimizi yaptık. Kapanışta harika birer dondurma yedik. (Buradaki dondurmalardan çok daha büyük külahları olduğunu belirtmek isterim.)
Ve tekrar Petra...
Keyifli bir deniz yolculuğu ile evimize geri dönüş...
Ben adayı çok sevdim ama gezerken çok yoruldum. Bu program üç güne yayılsa daha verimli olurdu sanki. Sonuç olarak görmeyi planladığım yerleri gördüğüm, yemeyi planladığım her şeyi yiyebildiğim için oldukça mutlu ayrıldım. Bu yaz tekrar gitmeyi düşünüyorum ama bu sefer sadece Molyvos-Petra arasında takılıp bol bol denize girmeyi planlıyorum.
Umarım Midilli bir gün sizinde gezi rotanızda olur. Sevgilerle 💓
Yorumlar
Yorum Gönder