Kopenhag Rüyası


K
openHaG ❤️




Kısa bir tatili değerlendirmekti amacımız.

Öyle saray göreyim, müze gezeyim kafası da yoktu bizde. Zaten gezerken her bi yerden saray çıkıyor mecbur görüyorsun. Yiyelim, içelim, yeni yerler görelim formatında bir gezi yaptık. İşte en sevdiklerimizden öneriler: 

  • Nyhan’da bira için.
  • Papiroen’de yemek yiyin.
  • Tivoli’ye en az yarım gün ayırın.
  • Torvehallerne’da kahvaltı edin, gezin.
  • Stroget’ta lego mağzalarını görün.
  • Botanical Gardens ‘ı vakit kalırsa gezin. (ücretsiz)


Saraydı, kuleydi, müzeydi ben yazmıyorum zaten her yerde bunlar var.



Kopenhag'a 3 kız arkadaş mayıs ayında gittik. Mayıs dediysem sıcak demedim üşüdük, donduk, geberdik ama yine de gezdik. Havaalanı- şehir merkezi arası metro ile 15 dakika filan sürüyor. Havaalanı içerisinde bulunan makinelerden ulaşım için tekli bilet alabiliyorsunuz. Bu arada herkesin harika ve tane tane İngilizce konuşuyor olması çok güzel. Havaalanından Central Station’a ulaşınca yüzümüz gülmeye başlıyor tarihi bir istasyon aynı zamanda modern. Otelimizi merkez istasyona yakın seçmiştik ve merkez istasyon tabiki merkezdeydi. Otele eşyalarımızı bırakıp hemen şehri keşfetmeye çıktık.

Nyhan

Kopenhag diye Google’a yazınca çıkan o yerin adı Nyhavn (Nühavn diye okunuyormuş) ve hedefimiz orasıydı. Önceden Vikingler varmış buralarda şimdiyse her yer turist. Baştan sona geziyoruz. Nyhavn oldukça pahalı yani şehir genel olarak pahalı ama burası turistik olduğu için fiyatlar biraz daha astronomik. O nedenle her yerde bulunan seven&eleven marketlerden içeceklerimiz alıp kanal kenarına oturuyoruz. Hava soğuk olduğu için güneşe hasret bu insanlar tabiki kanalın güneş gelen tarafında yoğunlaşıyor.

Churros :)
Nyhavn’da tabiki Churros denen bu lezzetten denemelisiniz. Çikolata sosu ekstra olarak söyleyin yoksa sadece şeker döküp veriyorlar. Dönüp dolaşıp yedik bunlardan, gerçekten çok güzeldi. Çok kalori evet ama nasıl olsa çok gezeceksiniz. Biz churros üzerine bir de kanal turu patlatıyoruzJ

Papirøen




Şehir kanallar ve köprülerden oluşuyor, fark etmeden geçiyorsunuz bi süre sonra. İşte bizde yürürken bir bakmışız Papiroen’deyiz. Haritadan bakınca bu noktaya ulaşım aracı ile gidilir sanmıştık ama yürümüşüz bile. Papiroen gitmeden önce yaptığım araştırmalara göre eskiden kağıt fabrikasıymış sonradan sokak lezzetlerinin buluştuğu yeme içme alanı haline gelmiş. Çılgınlar gibi yemek var burda.
                             

Tivoli   

Alice Harikalar Diyarı gibi burası. Aşık olduk biz buraya. Kocamaaaaan bir bahçe burası, aynı zamanda lunapark, aynı zamanda açık hava müzesi gibi bir çok şeyi içinde barındırıyor. Hayran kalacağınıza garanti veriyorum ve lütfen çok zaman ayırın, park gece 12’ye kadar açık.                                                                                                  
     




Tivoli tam bir çılgınlık merkezi. Biz oyuncaklara binmeyip gezmeyi tercih ettik. Çok büyük bir alan yarım gün bize ancak yetti, lunapark oyuncaklarına binmek istiyorsanız daha fazla zaman ve para ayırmanız gerekiyor:)



 Harry Potter Sokağı:)



Churros burada da vardı tabiki yemezsek olmazdı.
Hediyelik eşya alabileceğiniz bi çok yer var.


Çin Mahallesi bile var 


 Torvehallerne

Burası kapalı ve aşırı nezih bir pazar. İki parça kapalı alan ve orta kısımda açık oturma alanları var.
Pazardan yiyecek, içecek alışverişinizi yapıp dışarda yiyip içebilirsiniz. Bu arada pazar dediysek ucuz, paçoz  filan değil.


Buraya biz yürüyerek geldik, yolda tabiki bi sürü kaledi, kuleydi gördük. Dönüşümüz ise tam bu noktada olan Nørreport metro istasyonundan yaptık. Bisiklet parkı da mevcut, bisikletle de gelebilirsiniz.
Bu sandviçler Danimarka'da çok moda

Çok nefis görünüyorlar


Strøget

Alışveriş derdimiz olmasa da evdekilere hediye götürmeden olmaz. Burası bizim İstiklal Caddesi gibi oldukça hareketli, trafiğe kapalı, bol dükkanlı uzunca bir cadde. Hediyelik eşyacılar burada da mevcut, biz nispeten uygun bir yer bulup alacaklarımızı aldıktan sonra bir kaç lego mağzasına girip insan boyundaki legolar ile fotoğraf çekindik:)


Akşam yemeği için yerel bir fast food olan Max Burger'i denedik, çok başarılıydı. Tavsiye ederim.
Yemek Molası İçin Yerler Mevcut

Botanical Gardens 


Çok üşümüştük, bize bi iyi geldi ki bu botanik park anlatamam:)

Bu kadar soğuk bir ülkede kocaman bir sera burası içerisi yağmur ormanları gibi.


Botanical Gardens


 

 Ağaçların etrafında yer alan bu merdivenler ile döne döne yukarıya çıkıp, yukarıdaki iskelede yürüyüş yapabilirsiniz.

Yukarıdan bir bakış


 Sonuç olarak eğlenceli bir gezi oldu bizim için, tabiki tarihi yerleri de gezdik gördük ama onları bu kadar ilgi çekici olmadığı için paylaşmadım. Sarayların bahçelerinde bol bol dinlenip oturduk bu arada:)




Yorumlar